19.08.2025
“ÜZERİMİZE YAPILAN SİYASİ SALDIRILAR, AFETLERE HAZIRLANMAK NOKTASINDA DA ZAFİYET YARATIYOR”
“‘OYU BİZE VERİN, 1 YILDA EVE GEÇİN’ SÖYLEMİNİN NASIL BİR KANDIRMACA OLDUĞUNU HATIRLATMAK İSTİYORUM”
“SAYIN BAHÇELİ, ‘ANA MUHALEFET LİDERİM SANA SÖYLÜYORUM, İTTİFAK ORTAĞIM SEN ANLA’ YAPMIŞ”
“ERDOĞAN’IN SONUNU BU YARGIYA YAPTIĞI SİYASİ ATAMALAR VE O SİYASİ ATAMALARIN YARATTIĞI TAHRİBAT GETİRİYOR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Balıkesir Sındırgı’da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Değerli arkadaşlar bugün Sındırgımızdayız. Sındırgı 10 Ağustos günü akşam saatlerinde geçirdiği büyük depremle hepimizin yüreğini ağzına getirdi. Hem İstanbul’dan hem İzmir’den hem Ege Bölgesi’nin en iç kesimlerinden hissedilen çok güçlü bir depremdi. İlk dakikalarda Büyükşehir Belediye Başkanımızdan, Sındırgı Belediye Başkanımızdan, Sındırgı ilçemizden ilk gelen haberler bir nebze olsun içimizi rahatlatmıştı. Yıkımın olduğunu, can kaybının çok fazla olmadığını, beklendiği gibi, korkulduğu gibi bir büyük felakete dönüşmeyeceğini ilk anlarda söylediler. Daha sonra 81 yaşında bir büyüğümüzün hayatını kaybettiğini öğrendik. Hem ailesine hem tüm Sındırgı’ya başsağlığı diliyoruz. Allah rahmet eylesin. Kaybın birle sınırlı kalması en büyük tesellimiz. Ama şunu görmek gerekiyor. Sındırgı öyle kayıp bir olduğu için ‘Ya Sındırgı’da bir şey yokmuş’ denecek durumda değil” dedi. Özel, şunları söyledi:
“BURANIN HIZLA AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMESİ GEREKİYOR”
“Bugün burası benim komşularım, hemşerilerimin olduğu bir yer. İlişkimizin çok yakın olduğu, gönül bağımızın çok yakın olduğu bir ilçe. Sındırgı’ya bu ziyaretimiz hem bir geçmiş olsun ziyareti hem de Sındırgı’nın ihtiyaçlarını görünür kılmaya yönelik bir ziyarettir. 900’ün üzerinde yıkımın yaşanacağı, yani binanın kullanılamaz halde olduğu, yıkılacağı bir yerden bahsediyoruz. Büyük bir göç tehlikesinden bahsediyoruz. Zaten nüfusu artmayan, azalmakta olan bir ilçenin bir anda nüfusunun 1 yıl içinde yüzde 30-40 azalma tehlikesinden bahsediyoruz. Belediyesinin 1850’lere dayandığı bu kadim ilçede çok önemli sorunlar var. İlk andan itibaren Balıkesir Büyükşehir Belediyemiz ve Sındırgı Belediyemiz, elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Biraz önce Sayın Kaymakam’ı ziyaret ettim. AFAD İl Müdürümüzden brifing aldık. Hem AFAD yetkililerinin, hem Sayın Kaymakamın, hem belediye başkanlarımızın cansiperane gayretlerine müteşekkiriz. Kent onlardan razı. Bugün kentte bunu gördük. Ama bundan sonra Sındırgı’nın bir beklentisi var. Buranın hızla afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor. Bu da Sayın Erdoğan’ın atacağı bir imzaya bakıyor. Bunu yapması lazım. Yapılmadığı takdirde kent, büyük bir ekonomik çöküşle karşı karşıya kalacak. Afet bölgesi olduğunda kredilerin ertelenmesi, faizlerin silinmesi, bazı borçların ertelenmesi, kente yatırımı çekecek önemli cazibelerin ortaya konması, teşviklerin ortaya konması söz konusu olacak. Bunu bekliyoruz. Biz bunu buradan bir kez daha dillendirmek istiyoruz.”
“ELİMİZ DEĞİL, BEDENİMİZ TAŞIN ALTINDA”
“Tabii Sındırgı depremi hepimizin bir kez daha aklımızı başımıza alma noktasında uyarıyor. Sayın Erdoğan’ın ‘Siyaset üstü ele alalım, el ele verelim, hepimiz eli taşın altına koyalım’ ifadelerini olumlayarak yanıtlamıştım biliyorsunuz. Zaten Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim elimiz değil, bedenimiz taşın altında. Ama bu zulüm ve bu kadar hem ekonomik olarak belediyelerin silkelenmesi, hem de siyasi anlamda üzerimize yapılan saldırılar, en önemli görevlerimizden bir tanesi olan; hem kentsel dönüşüm, hem dirençli kentler yaratmak, afetlere hazırlanmak noktasında da zafiyet yaratıyor. İşte burada Sındırgı Belediye Başkanı Sayın Serkan Sak, ‘Benim o kadar çok param kesiliyor ki’ diyor, ‘Gelen para maaşları ödemeye yetmiyor. Her ay birkaç milyon lira bir şey bulup maaş ödüyorum. Bunun dışında yapabileceğim bir şey yok’’ diyor. ‘Sesimi duysunlar’ diyor. O yüzden Sayın Erdoğan’a dirençli kentler yaratmak için ama yaklaşmakta olan deprem riskine karşı afet ve afet yönetimi noktasında doğru işleri yapmak için artık ‘Bu belediyeleri silkeleyelim, paralarını keselim, hizmet edemesinler, biz buradan karlı çıkarız’ yaklaşımını bir kenara bıraksın. Bir el uzatıyorsa ben o eli tutarım. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz o eli tutuyoruz. Türkiye Belediyeler Birliği’nde çoğunlukta olan parti olarak biz o eli tutuyoruz. Yeter ki bu sayede yaklaşmakta olan felaketlerden kurtulalım. Bunu açıklıkla ifade etmek gerekir.”
“SINDIRGI’DA VERİLEN SÖZLERİN SIKI TAKİPÇİSİ OLACAĞIM”
“Konuya ilişkin son değerlendirmem de şu olacak. Buraya Sayın Murat Kurum geldi. Buraya gelmesi önemli. TOKİ’den 100 tane konutun mayıs ayında verileceğini söylüyor. Bu yeterli bir yaklaşım değil. Çünkü TOKİ’nin birinci kısmı bu ama ikinci ve üçüncü kısmın hızla yapılıp, bu kente konut üretmek gerekiyor. İnsanlara hızla konutlarını teslim etmek gerekiyor. Kendisi 1,5 ay içinde köylerdeki inşaatların başlayacağını, konutların yapılacağını söylüyor. Tabii burada geçmiş karneleri üzülerek söylemem gerekir ki hiç olumlu değil. 6 Şubat’ta 650 bin konutu 1 yıl içinde yapacağına söz verdi Sayın Erdoğan. Sayın Murat Kurum depremin 2,5’uncu yılında zaman zaman konut teslim törenlerinde bir başarı hikâyesi anlatmaya çalışıyor ama söz; 1 yılda konutların tamamıydı. Gerçek; 2,5 yılda konutların yüzde 38’i. 100 kişiden 62’si hala konteynerde, çadırda ya da gurbetteyken, burada Sındırgı’da verilen sözlerin sıkı takipçisi olacağımı, hemşerilerime verilen sözün sıkı takipçisi olacağımı bir kez daha Sayın Murat Kurum’a hatırlatıyorum. Deprem bölgesindeki yüzde 38’lik konut tesliminin 1 yıl değil 2,5 yılın sonunda tam depremzedelerden, seçimlere birkaç ay kala ‘Oyu bize verin, 1 yılda eve geçin’ söyleminin nasıl bir kandırmaca olduğunu da bir kez daha hatırlatmak istiyorum. ‘Bu yılın sonunda evine geçmeyen kimse kalmayacak’ diye bir ek söz verdiler. Verseler 1 yılda yapacağız dediklerini, üç yılda yapmış olacaklar. Marifet değil ama o sözü de tutamayacak gibi gözüküyorlar. Onu da yakından takip ediyoruz. Bir kez daha Sındırgı’ya, Sındırgı halkına başsağlığı dileriz. Geçmiş olsun dileriz. Sındırgı’nın yaralarını sarmak için koşup gelen tüm yerel yönetimlere, Manisa Büyükşehir Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere dışarıdan gelenlere, buradaki belediye başkanlarımızın Balıkesir’deki tamamına, Sayın Kaymakam’a, AFAD İl Müdürlüğüne ve tüm yetkililere bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyoruz. Geçmiş dileklerimizi yeniliyoruz.”
“BU İFTİRAYI KİM ATIYORSA SAYIN BAHÇELİ ONLARLA HESAPLAŞACAK”
CHP Lideri Özel, Devlet Bahçeli’nin açıklamasına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Siz tabii nezaket gösterdiniz. Bizimle ilgili de sert eleştirileri var. Diyor ki ‘Selahattin bizim ülküdaşımızdır. Ona nasıl kiralık katil derler’ filan. Sayın Bahçeli ile birlikte siyaset yapmak, bir takım yeteneklerinizin gelişmesini gerektiriyor. O mesajları doğru okumak lazım. Yoksa dinleyen ‘Sayın Bahçeli Özgür Özel’i hiç anlamamış’ diyebilir. Çünkü ben dün dedim ki ‘Fatih Keleş hiçbirini tanımaz. Kişileri biz de tanımayız. Bunlar Sayın Bahçeli’nin ülküdaşlarıdır. Onlarla yakın ilişkileri var. Yapılan operasyon, Sayın Bahçeli’ye de had bildirme yönündedir’ dedim. Ben kimseye kiralık katil demedim. Kiralık katil tutuldu, mutuldu diye Sabah gazetesi zırvalarını da zırva olarak söyledim. Ama burada Sayın Bahçeli yanlış anlamış değil. O anlıyor da şöyle yapıyor. ‘Özgür’üm sana söylüyorum. İttifak ortağım sen anla’ diyor. Sayın Bahçeli’nin orada yaptığı bütün eleştiriler, ‘Benim ülküdaşım, yakın arkadaşım, suçsuz olduğunu bildiğim, yakında suçsuzluğunun ispatlanacak olduğu’ dediği kişiyi, içeri atanlara ve İBB soruşturmasına Fatih Keleş üzerinden karıştırmaya çalışanlara yönelik. Ben de aynı şeyi söylüyorum. Ben de Sayın Bahçeli’ye kumpas kurulduğunu söylüyorum. Ama ne diyecek Bahçeli? ‘Sayın Erdoğan senin atadıkların, senin Beyaz Torosçuların tuttular bana böyle böyle yapıyorlar. Onlar şöyle insanlar, sen bunu nasıl yaptırırsın’ diyemeyeceğine göre, ‘Özgür Özel’in dün söylediği kiralık katil… Benim arkadaşım…’ Ben kimseye kiralık katil demedim. Tanımam, görmem, konuyla ilgili bilgim yok. Sabah gazetesi Sayın Bahçeli’nin ülküdaşına kiralık katil dedi. Kiralık katil tutuldu, bunu da cezaevindeki Fatih Keleş tuttu. Haber yolladı dedi. Fatih Keleş de bunu yalanladı. Biz de yalanlıyoruz. Bu iftirayı kim atıyorsa, Sayın Bahçeli onlarla hesaplaşacak. Konuda bizim üzerimize alacağımız hiçbir şey yok. Hani beni biri anladı, o da yanlış anladı demeyeceğim. Sayın Bahçeli, ‘Ana Muhalefet Liderim sana söylüyorum, ittifak ortağım sen anla’ yapmış.”
“ERDOĞAN’IN SONUNU GETİRİYOR”
Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in tutuklanmasına ilişkin soruyu yanıtlayan Özel, şöyle konuştu:
“Şimdi Beyoğlu Belediye Başkanının dedesi o Beyoğlu Belediyesi’nde yerleri süpüren çöpçüydü. Babası o Beyoğlu Belediyesi’nde şofördü. Arkadaşımız o Beyoğlu Belediyesi’nin garajlarında büyüdü. Hayalini gerçekleştirdi. Yıllar sonra Beyoğlu’nu kazandı. Beyoğlu’da bütün okullarda fakir öğrenciler ve zengin öğrenciler var. Zengin öğrenciler, 15-20 liraya şişe suyunu alıp kana kana içerken, fakir öğrencilerin tuvalet musluğuna dudaklarını dayadıklarını görmüş. Bunun üzerine bütün okullara su sebili koydu. Ben bunu gördüm, gözlerim doldu. Gökan Zeybek, Genel Başkan Yardımcımız bütün Türkiye’ye bu projeyi örnek gösterdi. Böyle bir belediye başkanını alıp tutukluyorlar. Beyoğlu’nda yaptığı bir iş, bir ihale, bir hizmet, bilmem neden değil. Geçmişte Beşiktaş Belediyesi BELTAŞ’ta görev almış. İftiracının bir tanesi Beşiktaş’a kara çalarken, ucu buraya da gelmiş. Onun adını da geçirmişler. Niye geçiriyorlar? ‘Efendim acaba biz Beyoğlu Belediyesi’nde bir kaptı kaçtı yapabilir miyiz? Bir siyasi yankesicilik yapabilir miyiz? Belediyede belediye meclisinin sayıları birbirine denk. Hastası var, dışarıda olanı var. Orada bir kumpas çevirebilir miyiz?’ diye. Tenezzül meselesi. Biz arkadaşımızın en kısa sürede özgürlüğüne kavuşacağını, üç evladı var, kavuşacağını. Beyoğlu’nun bütün evlatlarına sahip çıkıyorlar ve Beyoğlu’nun bütün evlatlarına, çocuklarına İnan abilerinin kavuşacağını ümit ediyoruz. Yapılan işler siyasidir. Zaten her ölçümde bu işin hukuki değil bir siyasi değerlendirme olduğu noktasında vatandaş biraz daha fazla ikna oluyor. Erdoğan’a inananların sayısı gitgide azalıyor. Erdoğan’ın sonunu bu yargıya yaptığı siyasi atamalar ve o siyasi atamaların yarattığı tahribat getiriyor. Ben içeride haksız yere tutulan bütün arkadaşlarıma sabır diliyorum. Çok yakında adaletin sağlanacağını umuyorum ama esas kalıcı adalet sandıkta millet tarafından sağlanacak.”